13 Şubat 2013 Çarşamba

Hediye | Balköpüğü ile Apolena'dan Evinin Tarzına Uygun Hediyeni Seç!

Hediye | Balköpüğü ile Apolena'dan Evinin Tarzına Uygun Hediyeni Seç!




Sevgili Balköpüğü bizler için bal gibi bir çekiliş düzenliyor. Haydiiiinn millettt çekilişeeee :))) !!!
God Luck !
:)


Hediye | Balköpüğü ile Apolena'dan Evinin Tarzına Uygun Hediyeni Seç!

Apolena'dan yaptığım alışverişi hatırlamayan var mı? Varsa buraya tıklayarak okuyabilir. Desenlerine, kumaşlarına, yumuşaklığına hayran kalmıştım. Tabi bu güzel şeyleri kullanamıyorum çünkü kendileri paketlenip çeyize atıldılar bile. Yastıklarımda kimsenin gözü kalmasın dedim :P Sizler için de iki güzel set hazırladım. Romantik çiçeklerden hoşlananlar için Viva Provence serisinden 1. takımkedim köpeğim benim her şeyim, bu şirinler benim olsun diyenler için de 2. takım. Bunlar şanslı iki Balköpüğü takipçisinin olacak! Nasıl mı?

20 Şubat Çarşamba Gecesine Kadar Yapmanız Gerekenler:

♥ Blogumun izleyicisi olmanız (Sağ tarafta bu siteye katılın butonundan)
♥ Twitter'dan takipçim olmanız twitter.com/balkopugublog
♥ Apolena Facebook sayfasını beğenmeniz veya Twitter'dan Apolena'yı takip etmeniz gerekli.
♥ Çekilişi Facebook veya Twitter hesabından paylaşanlara +1 katılım hakkı vereceğim, paylaştığınız taktirde lütfen yorumunuzda belirtin. (Zorunlu değildir)
 

Tüm şartlar tamamsa hangi takımı neden istediğinizi belirten kısa bir yorumunuzla lütfen kullandığınız mail adresinizi yazının altına yorum bırakın.

11 Şubat 2013 Pazartesi

Olalalaaa Pizzaa

Bursa'da okuyorum ve yurtta kalıyorum 3 senedir. Yurt hayatı ev kuşu olan biri için ciddi anlamda çok zor . Ev işi yapmayı özellikle de bir şeyleri düzenlemeyi seviyorum. Vee yemek yapmayı tabii. Tatilde ilk iş olarak hemen mutfağı devir aldım artık zaman zaman da yaptığım misslerimi burada paylaşacağım :))
Bugün ev usulü pizza yaptım ancak o kadar acıkmıştık ki hemen yemeğe başladığımızdan ilk görüntüsünü çekemedim. sonradan aklıma geldi :))



Ben mini fırında 2 tepsi şeklinde yaptım. Fırından aldığım 3 ekmek hamurunu iki eşit parçaya bölüm yağladığım tepsilere döşedim. Sosu içinde 1 kaşık salçayla varsa hazır domates sosunuzu yoksa 4,5 domatesi rendeleyip 1 diş sarımsak biraz sıvı yağ, tuz ve kekikle  ateşte biraz kavurdum ve hamurlarımın üzerine bolca sürdüm. Ben üzerine sosis, mantar, yeşil biber ve zeytin kullandım. Siz de arzuya göre istedğiniz çeşit malzemeyle süsleyebilirsiniz. Ayrıca önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında yarım saat pişirdim pişmeye yakında üzerine kaşarlarını serpip erimesini bekledim


Denenesi bence.. Afiyet olsunn :))

6 Şubat 2013 Çarşamba

GRATİS Alışverişim...

Biz hanımların canı sıkkın olduğu zaman ilk uğraşıları olan şey tabi kiiii saçları. Bende buhran dolu bu yarıyıl tatilimin tam orta yerinde hemencecik  bir saç değişimi yapmayı kafaya koydum ve aslında pekte koyu olmayan saçlarımı bir, iki ton açtırdım. Açtırma işleminin ne kadar yıpratıcı olduğunu bilsem de  kendi saç rengimin bir iki ton değişikliği dışında farklı saç renklerinin bana yakıştığını düşünmüyorum.
Gür ve dolgun saçlarım benim bebeğim gibidir. En ufak bir zarar gelmesine dayanamam ama düzleştirmelerim sonucu ve üstüne de bu açtırma işlemiyle birlikte hemen bir Gratis'e koştum ve bir kaç ürün kaptım geldim...
Aslında sadece saç bakım ürünü almak için çıkmıştım ancak dayanamayıp bir iki ürünü daha atıverdim çantama :)

 Öncelikle Gratis' de Gliss'in bu saç bakım ürünlerinde 3 al iki öde kampanyası vardı, böylelikle 3 ürünümün birini beleşe getirmiş oldum :))
  • Daha önce farklı markalarınkini kullandığım banyo sonrası sıvı saç kremlerinden bu kez Gliss'in cansız ve mat saçlar için olanınkini seçtim.
  • Saç açtırma fazlasıyla kurutup yıprattığı için de kuru ve yıpranmış saçlar için saç kremini aldım
Ve şampuanlama ve krem işleminden sonda sadece bir dakika yoğun bakım sağlayan saç maskesini aldım.



Sonrasında hemencik gözüme bu aralar fazlasıyla dillerde dolanan ve ne zamandır denemek istediğim BB kremini aldım. Cildim karma olduğu için karma ciltler olanını seçtim, ton olarak da orta tonlusunu seçtim. Hem kusurları kapatıcı hem de nemlendirici özelliği beni cezbetti ama bakalım ne kadar etkili olacak ??? http://nimostylo.blogspot.com/ ' da nimo'nun bir yazısında özellikle dikkatimi çekmişti
 Son olarak da essence'nin bu pudrasını denemek amaçlı attım bakalım çantaya.

Vee hepsine toplamda 50 lira verdim...

=)))


5 Şubat 2013 Salı

sevimli kitap ayracımla birlikte.
      Bazı kitaplar vardır, önce ismini duyarsınız, sonra yazarını, sonra görürsünüz bir  kitapçı vitrininde ya da bir arkadaş kitaplığında yahut herhangi birinin elinde... Okumayı geçirirsiniz aklınızdan ancak bir türlü uzanamazsınız. Aklınız kalır, gözünüz kalır ancak yüreğiniz kalmadan alıp okuyamazsınız.
       Bir felsefe öğrencisi olarak öncelikle okumanın bir zanaat, bir aşk, gönülle yapılacak bir uğraşı olduğunu düşünen biriyim. İçinizde okuma arzusu yoksa nafiledir her şey. Ancak kenarından köşesinden okumaya bir başlarsanız, hiç bir şey bulamazsanız deterjan kutusunun  üzerini okur gene okursunuz :))
       Ne diyorduk; işte bu aşkın maşukları olan kitaplardan bazıları öyle gariptir ki yüreğinize değmeden uzanamazsınız. Vakti vardır böylelerinin. Öyle bir zamanda gelirler ki vazgeçmek pek de mümkün olmaz...
       Sinan Yağmur'un Aşkın Gözyaşları eseri de benim için tam da böyle bir kitap oldu.
       Bir akraba kitaplığında gördüğüm ve ilk kez uzanıp satırlarını karıştırdığım bu kitap o an yüreğime dokundu. Alıp okuyabileceğimi söylediler ancak kesinlikle benim kitaplığımda da bulunmalı dedim ve hemen eve dönüştü Tebrizli Şems olarak 1.sini ve Hz. Mevlana olarak 2.sini alıp kitaplığımda ki yerine koydum. Tebrizli Şemsi anlatan biyografik romanına başlamanın vakti gelmiştir. Hz. Mevlana'yı Mevlana yapan, onun Güneşi olan Şems'i tanımanın tam da vaktidir...

..
''İçimde bir yangın var ey aşk, gönlümde ateş.Gözümde yaş, gönlüm yangın, gözüm nehir.Arıyorum ey aşk, içimdeki yangında, ateşte yanmayan İbrahim'i arıyorum. Ararken göz çağlayanının eteklerinde ıslanıyorum. Ne o yangın, ne de o göz yaşı temizliyor gönül evimi. 'Saçma ey göz, gönlümdeki odlara su!'... ''

4 Şubat 2013 Pazartesi

     Ne anlam teşkil ettiğini pek önemsemem çiçeklerin ancak beyaz güller en çok sevdiğimdir. aslında... Dün ise her günümün en özeli ve en değerlisinden bu gülleri aldım. Hem cinslerimizin fazlasıyla önemsediği ancak karşı cinslerimizin (istisnalar hariç) çokça aklına gelmeyen bu ufak ancak gönül almada büyük etkenli hediyeler pek mühim vesselam. Hemencecik bir yüzlerde çiçek açmalar, bir erimeler meşhurdur biz hanımlarda :) Kimyasal olarak farklı olduğumuz erkeklerden otomatikman ruhen yani duygusal olarak da çok farklıyız. Çok çok fazla bir şeyler beklememek gerekir bu yüzden ancak ara sırada olsa böyle küçük süprizler fena olmuyor değil hani :))




Gönlüme Gün Doğumu

      ' Mutluluktan yazmaz insan' demişti ismini tam olarak hatırlayamadığım bir üstat. 'Olur mu üstadım kimi zaman mutluluktan yazılır' diyesim gelmişti. Ancak karıştırıp baktığımda sayfalarımı, her birinde ayrı bir hüznüm ikamet etmekteydi, susmuştum... Haklı gibiydi kendince. Sanki içimde bir fırtına kopmadan, talan olmadan ortalık kalem oynamazmış gibiydi. Bir yerinden kırılmadım mı kalp akmıyordu kağıda mürekkebi... 
        Bir süre, hatta uzunca bir süre kapatmıştım tüm defterlerimi, yürek kağıda, kaleme küskündü kendince... İçim... ah içim konuştu durdu kendi kendine, neler fısıldadı neler... Bir suskunluktur gitti...Oysa vakit o vakit der gibi şimdi... Kalem çağırıyor, kağıt çağırıyor üstadım... Hüznüm hala yerli yerinde... Ne diyor Nazım ''hüzün ki en çok yakışandır bize, belki de en çok anladığımız''... Ancak gün doğuyor yüreğime... Bu tan vaktinde artık belki de mutluluktan raks eder kalemimiz...Kim bilir...

         ''Kendimce'', kendinizden bir şeyler bulabilmek ümidiyle...